Sinirsiz

Hayati baska türlü duyumsamak dedigi buydu demek...
Duisburglu, Marasli, Bolivyali, Togolu, Mapuceli, Ninovali ya da Mezopotamyali olmak. Her yerden ya da hicbirinden Bilge, cahil, siyah, ya da beyaz Ya da hicbiri Insana cizilen bütün citlere, sinirlara, duvarlara öfkeli olmakti tüm mesele Yikmak istiyordu o nedenle tüm sinirlari, duvarlari Dimdik yürüyenlerin ayak izlerine basarak ilerlemek, yürümek, daima yürümek istiyordu
Serpil Arslanin ilk romani SSinirsiz, farkli cografyalarda yollari, hayatlari kesisen dört insanin; Ivana, Dildar, Roni ve Demhatin sinirlarin ötesine gecen hikayelerini anlatiyor. Savas, göc, insan haklari ihlalleri, toplumsal adaletsizlikler ve hayatta kalma mücadelesi ile baslayip bir toplumsal mücadelenin icine sürüklüyor.
Ivana ve Dildarin savasin, sürgünün ortasinda özgürlük tutkusu ile verdikleri kimlik bulma mücadelelerini, Roni ve Demhatin hikayeleri ile de bir halkin yasadigi kayiplara ragmen besledigi umudu gözler önüne seriyor.
Bir direnis hikayesi olan SSinirsiz romani, bireylerin icsel dönüsümünü ve sinir tanimayan insanlik arayisini da anlatiyor
Adalet, özgürlük ve kimlik mücadeleleri, evrensel meseleler iken hepimizin zihninde ayni soru yankilaniyor. Bircogumuz tutsakken, birey olarak gercek anlamda özgür olmamiz mümkün mü