Altin Uygarligin Mirasi

Rizeden Artvine, Arhaviden Bati Gürcistana uzanan cografyada var olmus antik Kolhis Uygarligi tarih sahnesinden silindikten sonra, küllerinden Lazika Kralligi dogdu. Asirlar boyunca bölgede önemli bir güc olan Lazika Kralligi, Osmanli Imparatorlugunda Lazistan Eyaleti olarak yeniden hayat buldu. Bu kültürel ve mitolojik zenginlik sadece Lazlara ait degil tüm Türkiyeye ait. Troya gibi, Ayasofya gibi, Hitit sehri Alacahöyük gibi, Anadoludan yolu gecmis tüm diger medeniyetler gibi ortak mirasimiz. Fakat zaman icinde bu mirasin üzeri bir sis bulutuyla kaplandi.
Bir arkeoloji ekibi, Arhavi ormanlarinda Lazika Kralligi üzerine arastirma yaparken gizemli bir sekilde ortadan kaybolur. Arkasinda hicbir iz birakmayan gencleri aramak icin bölgeye gidenler sonuc alamayinca, bulundugu mekanda gecmiste yasanmis duygulari hissedebilme yetenegine sahip bir empatan görevlendirilir. Empatan ve ekibi, kayip gencleri ararken bin bir sirla dolu Tanura köyünde, Sümela Manastirinin gizli odalarinda, Arhavinin ucsuz bucaksiz ormanlarinda ve ari kovanlarinda büyüleyici bir yolculuga cikacaklarindan habersizdir. Bu yolculukta sadece yörenin sirlarini degil, kendi aralarindaki sirlari da kesfetmeleri gerekecektir.
Altin Uygarligin Mirasi, görkemli agaclarin, mitolojik arilarin ve Karadenizin coskun dalgalariyla yogrulmus Lazlarin renkli dünyasina kapi acarken, ortak mirasimiz Lazika Kralligi ve Kolhis Uygarligi üzerindeki binlerce yillik sis bulutunu dagitiyor.