Ibrahim Caner Türk

Seyahatname ve Cografi Eserlerde Erzincan

Sprache: Türkisch.
kartoniert , 287 Seiten
ISBN 6256470605
EAN 9786256470606
Veröffentlicht Juli 2024
Verlag/Hersteller Fenomen Yayincilik
15,99 inkl. MwSt.
Lieferbar innerhalb von 2 Wochen (Versand mit Deutscher Post/DHL)
Teilen
Beschreibung

Seyahatnameler, tarih arastirmalarinda önemli kaynaklar arasinda yer alirlar. Arsiv belgeleri, günlükler, yazismalar ve mektuplar gibi seyahatnameler de tarihcinin algilama gücünü artiran, ikincil kaynaklardaki bilgileri karsilastirma imkani sunan eserlerdir. Gözlemlerini ve yasadiklari olaylari kaydeden görgü taniklari cogunlukla seyyahlardir. Eski caglardan beri seyahatnameler tarihciler tarafindan sosyal tarih icin en iyi kaynaklar olarak bilinir. Gecmiste pek cok tarihci eserlerinde seyahatnameleri degerlendirmislerdir. 15. Yüzyil Osmanli tarihcilerinden Nesr, kitabinda Istanbul sehrinin Fatih Sultan Mehmed tarafindan imar edildigini anlatirken Seyyahlar sehadet ederler diyerek seyyahlari tanik gösterir.1
Eski caglarda antik dünyanin tarihcileri arasinda Heredotus, kendi zamaninin tarihini yazmak amaciyla M.Ö. 450-440 yillari arasinda seyahat etmis ve gözlemlerini yazmisti. Onun seyahatleri Kücük AsyaAnadolu, Misir, Ege adalari, Dogu Akdeniz ve Babile kadar cok genis bir cografi alani kaplar. Heredotusun bugün kendi adiyla anilan tarihini yazmaktaki amaci, gezdigi cografi yerlerin etnografik bir arastirmasini yapmakti.2
Seyahatnamelerde kentlerin fiziki dokulari, nüfusu, etnik yapilari, ulasim imkanlari, topografya, iklim, ticari yapi, ulasim durumu, tarihi yapilar, halkin etnografik kültürü gibi konularda ayrintili bilgiler verilmistir. Bu bilgiler isiginda Erzincanin tarihsel bir analizini yapmak mümkündür.
Erzincan tarih boyunca Avrupayi Asyaya baglayan yollar kavsaginda, tarih Ipek Yolu üzerinde önemli bir konaklama yeri ve ticaret merkezi olmustur. Bu nedenlerle bircok seyyah ve gezgin Anadolu, Iran ve Hindistan seyahatlerinde bir bakima zorunlu olarak Erzincandan gecmistir.
Seyahatnamesinde Erzincandan bahseden ilk seyyah Ibn Havkaldir. Islam cografyaciliginin altin cagi olan X. yüzyil cografyacilarindan olan Ibn Havkal, Irak-Suriye-Anadoluyu X. Yüzyilda gezmistir. Bu yüzyildan sonra Anadoluya gelen seyyah sayisi giderek artmistir. Anadoluya gelen seyyah sayisinin XIX. Yüzyildan itibaren önceki yüzyillara oranla daha da arttigi görülmektedir. Bunun temelinde Ingiltere, Fransa, Rusya gibi o dönemdeki siyas güc merkezleri olan ülkelerin ayni yüzyilin basinda ivme kazandirdiklari Sark Politikasi olgusu yatmaktadir. Bunun sonucu olarak bunlar, Osmanli Devletini her bakimdan inceleme altina almislar; incelemenin bir kismini resmi görevli seyyahlara yaptirmislardir. Nitekim seyyahlarin cogunun sanat tarihi, cografya ve jeoloji gibi belirli bir bilim dalinda egitim almis, Rumca, Ermenice, Osmanlica metinleri okumayi bilen nitelikli kisiler oldugu görülmektedir.3
Gönderilis ve gelis amaclari ne olursa olsun, yüzyillar önce ulasim kosullarinin zorluklarina, ugramalari olasi tehlikelere, cografyalar arasi uzak mesafelere ragmen seyyahlar, bir bakima ülkeler arasi iliskilerde, farkli dünyalarin insanlari arasinda kültür elcileri olmuslardir. Bu yönüyle seyahatnameler, seyyahin mensup oldugu ülkenin insanlarini, tanimadiklari bir toplum hakkinda pek cok bakimdan bilgilendirme imkani saglamaktadir. Bu tip eserler, sadece yabanci okurlarin yararlandigi eserler olmayip, seyahatnameye konu olan ülkenin insanlarina, özellikle gelecek kusaklara kendi toplumunu bir yabanci gözüyle inceleme firsati da vermektedir.4
Erzincan tarihinin yeniden kesfedilen kaynaklari arasinda seyahatnamelerin degerlendirilmesi cok genis kapsamli bir meseledir. Bu calismadaki amaclardan biri, günümüzdeki bir okuru eski Erzincan hakkinda bilgilendirmek; baska bir deyisle, seyahatnameler sayesinde mazideki Erzincan ile günümüzdeki Erzincani ayni mekanda yeniden bulusturmaktir. Bir baska amac, eski Erzincan üzerine calisma yapmak isteyen arastirmacilara yardimci olmaktir.
Seyahatnamelerde ve Cograf Eserlerde Erzincan baslikli bu eser, bugüne kadar cok az müracaat edilmis seyahatname literatürünü, seyyahlarin gözlemlerini ele almaktadir. Bu calismada Türk ve yabanci seyyahlara-gezginlere ait 80 seyahatname-cografi eser yer almaktadir. Gerci Erzincana gelen seyyah sayisi muhtemelen bu rakamdan fazladir ama bazi seyahatnamelerdeki Erzincan ile ilgili bölümlerin cok kisa veya verilen bilgilerin kayda deger olmamasi nedeniyle bu tip seyahatnameleri calismaya alinmamistir. Diger yandan dikkat ceken diger bir konu da cografya eserleri olmustur. Öyle ki bunlardan bazilari seyahatname gibi bilgiler vermektedir. Ancak isimleri farklidir. Bu tür eserlerin bazilarinda, eserin yazarinin bizzat yerinde inceleme yaptigina iliskin bulgular da vardir. Bazilarinda ise bir bilgi bulunmamasina karsilik yazar sanki sehri görmüs gibi anlatmistir. Bunlar degerlendirildiginde, bu tür eserlerin yazarlarinin bizzat gelmese de, sehri görenlerin ifadelerinden hareketle kent hakkinda bilgiler verdigi düsüncesine varmak mümkündür. Bu tür eserler de calisma kapsaminda degerlendirilmistir.
Seyyahlar, dogu-bati Istanbul-Tebriz yolculuklarinda, iki yol kullanmislardir. Ilki denizdendir. Ikinci yol ise Anadolunun kuzey vadilerini takip ediyordu Istanbul, Izmit, Bolu, Kastamonu, Tokat, Sivas. Sivastan sonra Köse Dagi dönülerek, Susehrine, Karahisara, Refahiyeye ve Erzincana variliyordu. Erzincandan sonra yolcular, Cibice, sonralari da Sansa Bogazlarini asmak zorunda idiler. Vicandan sonra Kargin ve Kötür Kalesi ovadaki konaklardir. Seyyahlarin vakit ayirdiklari veya dikkatini ceken yöre de Mama Hatun olmaktadir. Tercan-Askale-Kandilli-Karabiyik Hanlari-Cinis Alacadan sonra seyyah yolcular Erzurum Ovasina variyorlardi. Bununla birlikte Erzincandan gecen seyyahlar, Trabzon-Bayburd-Erzurum hattini takip edenlere göre azdir.
Calismada, cogunlukla seyahatnamelerin-cograf eserlerin birebir aktarilmasi metodu izlenmistir. Her seyyahin kente yönelisinden itibaren, sehir hakkindaki gözlem ve degerlendirmelerine ayrintili olarak yer verilmistir. Seyyahlarin üzerlerinde durduklari konular her gezgine göre degisiklik göstermektedir. XIX. Yüzyil seyyahlarinin gayr-i Müslim halkla özel olarak ilgilendigi de görülmektedir.
Bütün bunlarin sonucunda ilk dönemlerden baslayarak, Cumhuriyetin ilk yillarina kadar olan dönem icerisinde, Erzincana gelen her seyyahin-gezginin gözlemleri ortaya konulmaya calisilmaktadir. Süphesiz ki Cumhuriyetten sonra da günümüze kadar kente gelen ve gezi gözlemlerini kitaplarda toplayan yeni seyahatler-cograf eserler de olmustur. Ancak bunlar calisma kapsami disinda tutulmustur.
Seyyahlarin Erzincana gelis ve gidis yollarini, o yillardaki yaygin ifadesiyle Ipek Yolu güzergahlarini belirten bir harita da cizdirilerek calismanin son kisminda okuyucuya sunulmustur. Genellikle dogal gecisler tercih edildigi icin akarsu vadileri ve bogazlar günümüzde oldugu gibi gecmiste de tercih sebebidir. Bu kapsamda Erzincan cevresindeki gezgin güzergahlari Karasu Nehri Vadisi ile Sansa ve Cibice bogazlarini takip etmistir. Nitekim günümüzdeki demiryolu ve karayolu güzergahlari da büyük oranda söz konusu dogal gecisyollarini takip etmektedir.
2017de tamamlanan bir projenin devami olan bu calisma ilgili konuda ulasilan yeni eserlerin de ilave edilmesiyle araliklarla devam edilen 5 yillik bir calismanin ürünü olarak ortaya cikmistir. Bu calismamizda, yardimlarini esirgemeyen tüm emegi gecenlere; Ingilizce metinlerin tashihinde yardimci olan Ögretim Görevlisi Muhammed Daga, Fransizca metinlerin tercümesinde katkida bulunan Dr. Ögretim Üyesi Can Sahin ve Doc. Dr. Ali Ciceke, Arapca metinlerin tercümesinde yardimci olan Prof. Dr. Süleyman Tülüce ve Prof. Dr. Adem Döleke, seyyahlarin güzergahini gösteren haritanin ciziminde yardimlarini esirgemeyen Doc. Dr. Fatih Orhana ve Dr. Ögretim Üyesi Mehmet Akif Tasa, arastirmanin sekillendirilmesinde katkida bulunan Doc.Dr. Süleyman Lokmaci, Dr. Ögretim Üyesi Rukiye Özdemir ve Arastirma Görevlisi Ibrahim Kurtcebe Akkusa, zengin kütüphanesiyle kaynak temininde yardimci olan Dr. Ögretim Üyesi Kemal Tasciya, projenin yürütülmesi esnasinda katkida bulunan Dr. Ögretim Üyesi Kader Polata, güler yüzleri ve yardimlarindan dolayi Erzincan Binali Yildirim Üniversitesi Kütüphanesi calisanlarina tesekkür ederim.
Arastirmanin eksiksiz oldugunu iddia etmek mümkün degildir. Bununla birikte bu yolda ilk hatve atilmistir. Takip eden sürecte bu eserin ikmal edilmesi ve bu yöndeki calismalari hizlandirmasi en büyük dilegimizdir.