Demir Cagi

J.M.Coetzeenin en gercekci, en begenilen romanlarindan olan Demir Cagi, kanserden ölmek üzere olan yasli bir profesör kadinin Güney Afrikadaki hayata dayanamayip Amerikaya kacmis ve orada kendine bir aile kurmus olan kizina yazdigi veda mektubuyla baslayip ilerler. Doktorunun koydugu teshisi kabullenen Mrs. Curren evine döndügünde yandaki cikmaz sokagin dibine yerlesmis bir evsizle karsilasir; yalniz yasaminda tek yoldasi, artan öfkesini ve umutsuzlugunu itiraf edebilecegi tek kisi, bir gün kapisinin önünde beliren bu evsiz, alkolik adam olur.
Mrs. Currenin siyahi hizmetcisinin ergenlik cagindaki oglu Bhekinin vahsice öldürülmesi, siyahlarin yakilan kasabalari, katledilen gencleri ve Vercueilin hayalet gibi varligi, profesörün azalan günlerinin duygu kutuplari haline gelir. Irk ayrimciliginin yalanlarina ve acimasizligina karsi cikmis, ancak gercek dehsetinden yalitilmis bir sekilde yasamis olan Mrs. Curren, irkciligin ve siddetin harap ettigi bir ülkede yasanan sosyal ve siyasi trajedinin, haksizliklarin, acimasizligin etkiledigi, bunlara isyan eden beyazlardan biridir. Zekice kurgulanmis ve metaforlarin yankilandigi Demir Cagi, yayimlandigi yildan beri Güney Afrika irkciligina iliskin en carpici edebiyat eserlerinden biri olmaya devam etmektedir.
Coetzee zamanimizin en büyük yazarlarindan biri... Demir Cagi gergin, ironik, kederli ve de sasirtici.
Los Angeles Times
Parlak bir yazardan olaganüstü bir eser.
The Wall Street Journal