Heidi

Bes yasinda sirin mi sirin bir kiz cocugu olan Heidi, annesiyle babasini yitirdikten sonra teyzesi Dete ile bir müddet yasar. Fakat Dete, Heidinin sorumlulugunu daha fazla yüklenmek istemeyerek onu Alplerde yasayan büyükbabasina teslim eder. Iste o günden sonra Heidi, Alp Daglarinin büyülü dünyasiyla tanisir; yemyesil otlarin üzerine kizil günes isiklarinin düstügü, dag yamaclarindan ziplaya ziplaya inen mutlu kecilerin barindigi bu yer Heidi icin essiz bir yuva olmustur. Büyükbabasi Alm Amca, cok sevdigi arkadasi Clara ve daglarda cobanlik yapan Peter; Heidinin hayatlarina girisiyle birlikte kendilerinin dahi beklemedigi sürpriz bir dönüsüm yasarlar. Dünya edebiyatinin hicbir zaman unutulmayacak ölümsüz eserlerinden birine imza atan Johanna Spyri, Heidi ile büyük kücük herkesin kalbine dokunacak, kah yürek burkacak kah gülümsetecek. Kisa sürede Tanri her seyi düzeltecektir. Eger biraz sabredersek ve sorundan kacmazsak sonunda mutlaka iyi bir seyler olacaktir, o zaman her seyin en basindan itibaren dogru bicimde yürütülmüs oldugunu da anlariz.