Kurbagalara Fisildayan Cocuk

Ani avcisi macera pesinde
Rodari Ödüllü yazar Miyase Sertbarut, Kurbagalara Fisildayan Cocuk ile zamani bile sasirtmayi basaran bir ani avcisinin gündüz düslerine uzaniyor.
Dünyanin yalnizca insanlar icin degil kurbagalar, saatler ve hatta saksida filizlenmeyi bekleyen birkac tohum icin de dönmekte oldugunu hatirlatan kitap, evrende yalniz olmadigimizi bir kez daha duyumsatiyor bizlere.
Cevremizde binbir türlü olay yasanirken dayanismanin hayatimizi güzellestirecegine vurgu yapan bu sicacik roman, cilek receli kokulari esliginde neseli bir maceraya aciliyor.
Yaz tatili ödevi icin anilarini yazmasi gereken Eren, kisa süre sonra kendini anilar denizinde yüzerken bulur. Kaleme sarildikca hooop babaannesinin köyüne, oradan da bir masalin icine ziplar. Kah korkunc bir devi yener, kah bulutlari delen dalli budakli bir fasulye agacina tirmanir. Dünyanin en acayip saatini görmek ugruna bir odadan ötekine kostururken icindeki merakli canavara söz gecirmeye calisir. Tam o sirada kulagina gelen vrrrak vrrrak sesleriyle cukura düsen caresiz bir kurbagayi kurtarmak icin bir plan yapmaya karar verir. En sonundaysa, Meger yazmak da tatile cikmak gibi bir seymis, düsüncesiyle kalakalir. Üstelik anilarini avlarken ze zipkin kullanmistir ne olta
Eglenceli hikayesinin arka planinda Hayati anlamli kilan anilar degil de nedir sorusu üzerine düsündüren kitap, kücük anlarin zamanla nasil büyük anilara dönüstügünü gösteriyor.
Gül Sarinin ele avuca sigmaz cizimleriyle iyice senlenen Kurbagalara Fisildayan Cocuk, icimizdeki sese kulak vermeye cagiran, iyilestirici bir roman.