Derimizin Olaganüstü Yasami

En siradisi organimizi bastan asagi inceleyen bu calisma, deriye yazilmis bir ask mektubu. Kitapta deriyi bir prizma olarak kullanarak farkli zaman ve mekanlara bir bakis atacagiz; antik tarihten bilimin gelecegine, Papua Yeni Ginede timsaha tapan insanlarin zarif dövmelerinden Miami Plajindaki günesperestlerin derilerindeki degisimlere uzanacagiz.
Önce deriyi fiziksel acidan katman katman inceleyecegiz. Ardindan beslenmemizin cildimizi etkileyip etkilemedigi, cildimizi nelerin yaslandirdigi ve günes isiginin ne kadarinin fazla oldugu gibi sorulari, gercek ile efsaneyi birbirinden ayirarak ele alacagiz. Bu sorulardan yola cikarak, dokunma kaynakli aci ve keyiften, stresin cilt üzerindeki etkilerine kadar, deriyle zihni birbirine baglayan merak uyandirici konulari inceleyecegiz.
Deri ile zihin yakin arkadastir ve baska hicbir organ psikolojik acidan bu denli önem tasimaz. Derimizin baskalari tarafindan nasil algilandigi Sveya buna iliskin kendi fikrimiz zihinsel sagligimizi etkileyebilir. Dis yüzeyimize yaptigimiz yolculugun son kisminda, deriyi toplumsal baglamda ele alacagiz. Deri bizi birlestirir Insan, baskalariyla iletisim kurmak icin deriyi kalici olarak isaretleyen ve dövme yapan tek canlidir. Öte yandan, deri bizi ayirir Deri rengi ve kirletici cilt hastaliklari toplumlari bölerek, insanlik tarihinin gidisatini degistirmistir. Sonuc olarak, insan derisi fiziksel varliginin cok ötesindeki etkileriyle felsefe, din ve dil üzerinde iz birakmistir.