Sansar, Baykus ve Tomson

Bir yanda ask sarkilari caliyor, diger yanda ask filmleri oynuyor, öbür yanda üniversitelerde olaylar cikiyor, gencler idam ediliyordu. Insanlara agiz tadiyla yasama firsati verilmiyor, Abidin Dino mutlulugun resmini yapamiyor, Can Yücel, Aciyorsam sana anam avradim olsun Ama ask olsun sana cocuk, ask olsun dizelerini döktürüyordu. Zamanlarin en iyisi, zamanlarin en kötüsüydü; akil cagi ahmaklik cagiydi; inanc dönemi, inanilmazlik dönemiydi; aydinligin mevsimi, karanligin mevsimiydi; umudun bahari, umutsuzlugun kisiydi. Yasamak icin her seyimiz vardi, yasamak icin hicbir seyimiz yoktu Insanlar kalplerinde buruk aciyla yasiyor, aksam günesi batiyor, giden sevgililer geri dönmüyordu. Iste bu unutulmaz yillar ileride 70ler diye anilacakti
Murat Akan, 70lerin calkantili döneminde gecen bu ikinci romaninda, okuyucuyu gizem, trajedi ve toplumsal olaylarin merkezine cekiyor. Tomson, siradan görünen bir adamin, kücük bir kasabanin derinliklerinde sakladigi büyük sirlari ve bu sirlarin cevresinde gelisen olaylari anlatiyor.
Köy halkinin bitmek bilmeyen merakinin hedefi olan Tomson, elindeki büyük miktarda parayi ne yapacagi konusunda dedikodularin merkezindedir. Ancak kasabada dönen bu dedikodular, sadece basit bir meraktan ibaret degildir. Tomsonun icsel catismalari ve toplumla olan zitlasmalari, aslinda dönemin siyasi ve sosyal fonuyla paralel olarak derinlesir.
Bu roman, okurlari sadece bir adamin hikayesini degil, ayni zamanda bir ülkenin toplumsal hafizasini ve bireylerin bu hafizadaki yerlerini de kesfetmeye davet ediyor.