Devlet, Devrim, Siyaset

Insanlik en basindan beridir, yani gecmisinde,
siyasetle tanismadi; siyaset, Aristonun insani, politik
hayvan olarak tanimlamasindan bir gün önce de
kesfedilmedi. Insanlik icin tarihin baslamasi,
toplumsal yarilmalar yaratan isbölümü ve bu yeniligin
kalicilasmasi icin icat edilen kabuller ve kurallarla
mümkün oldu. Iste bu yüzden siyaset daima devlet ile
beraber anila gelmistir. Ancak bu ikiz kardes
birbirinden ayrilmamis ama ayri tutulmustur. Biri iyi
tarafidir, digeri kirli. Yaratilan bu yanilsamayla
insanlarin büyük bir cogunlugu her ikisinden de uzak
tutulmustur. Devlet tanri kadar yukaridadir, muhtar
kadar yakin. Siyaset sokak kadar yakindir, kefen
giymeden yapilamayacak kadar uzak.
Insanlik icin önceden gerek duyulmayan Devlet ile
Siyasetin sonsuza kadar var olmasi da gerekmez.
Yaratilan, yok da edilebilir. Ancak bu ikiz kardesin
kudretine, gecmisine, gelenegine bakilacak olursa su ya
da bu nedenle ufak ufak adimlarla sahneden cekilip
gözden yitecekleri veya sönümlenecekleri yok. Bunlari
asmak ve unutulmusluga terk etmek icin adimlara degil
uzun atlamaya ihtiyac var, yani bir Devrime. Niteligini
gecmisin tüm eski pisliklerinden ve onun
elestirisinden alan bir devrime. Devrime götürecek,
kendi kendini yok etmeye ayarlanmis bu siyasete.
Emekciler ezilenler ve sömürülenler güclü, bereketli
ve üretken oldugunuz icin eziliyor ve
sömürülüyorsunuz. Yukaridakilertepenizdekiler yüce
olduklarindan degil size diz cöktürmüs olduklari icin
oradadir.
Onlari orada tutan, semirmelerini ve güc
kazanmalarini saglayan da sizden baskasi; sizin
karsiliksiz olarak el konan emeginizden baska bir
kaynak degildir. Dünya sayenizde dönüyor. Onlarin
sahip olduklari her sey sizin ürününüzdür ve herkese
ait olmalidir.
Siz yüzyillardir alcakgönüllülük ile terbiye edildiniz.
Simdi bunu insanligin ve gelecek kusaklarin