Yuva

Dunya tecrubemiz, zihinlerimizin icsel manzarasi ile kurulmus gercekligimiz arasindaki bir kaynasmadir. Yuva; bedenin, psikolojinin ve cevresel etkilesimin harmanlandigi bir alan olarak yuva kavramini ele alirken okuruna, mekanin insan yasamindaki anlamini yeniden dusunduruyor. Bunu yaparken icinde yasadigimiz mekanlarin deneyimlerimizi ve algilarimizi nasil sekillendirdigine ve kendi bedenlerimizin, mimari tasarimin ne denli ayrilmaz bir parcasi olduguna dikkat cekiyor. Yuvayi, yalnizca dis dunyadan koruyan bir yapi olarak degil, icsel dunyamizi da duzenleyen, bize guven ve huzur saglayan bir alan olarak tanimlayan bu calisma, bedenin birincil mimari deneyim oldugunu vurgulayarak duyularimizin ve bedenlenmis bilisimizin mekan anlayisimiza etkisini inceliyor. Yuva, geleneksel mimari anlayislarin ötesine gecerek doganin formlarindan ve sureclerinden ilham almanin gerekliligine vurgu yapiyor ve ayni zamanda isik, renk, doku gibi cevresel unsurlarin insan psikolojisindeki etkilerini ele aliyor. Ey Dunya Istedigin sey, icimizde bir kere daha gizliden gizliye dogmak degil de nedir