Emek ve Hukuk

Insanlar özgür dogar... Ancak, tarih boyunca süren kölelik özgürlügü bogmustur. Köle, bir insandir, ancak bir baska insanin malidir, mülküdür. Yüzyillardir toprakta duyulan emek ihtiyaci köleler vasitasiyla karsilandi. Sanayi devrimi ile isci sinifi denilen baska bir sinif dogdu.. 19. Yüzyil kapitalizminin ihtiyac duydugu emek gücü, köylerden kopup, kentlerde yigilan insanlar tarafindan karsilandi. Bu insanlar karin toklugunu dahi karsilasamayan ücret icin calisti. Agir calisma kosullarina, agir cezalara, yetersiz ücrete ragmen, bu insanlar calismak zorundaydi. Cünkü karinlari acti. Isi begenmemek gibi bir lüksleri yoktu, cünkü kapida onbinlerce ac insan hazir vaziyette bekliyordu. Bugün iscilerin hukuksal anlamda önemli kazanimlari oldugu inkar edilemez. Ancak isci sinifinin yoksulluga mahkumiyetinin devam ettigi de bir gercektir. Bunun en son örnegi Somada maden ocaginda iscilerin basina gelen is cinayetidir. Insanlarin kömür ocaklarinda, is güvenliginden yoksun ortamda calismak zorunda kalmalarinin tek nedeni, karinlarini doyurmak, bankalara olan borclarini ödeyebilmektir. Buna köleligin cagdas versiyonu diyebiliriz.