Heder Agaci

Sevdigini kaybedince gelecegini de kaybeden Kulaksiz Hüseyin ve beraberindeki bir avuc gencle zulme direnmeye calisan Hasbekli Ishak... II. Abdülhamidin saltanatinin son yillarindan Birinci Dünya Savasina uzanan kirilma dönemine, insanlarin ölümü düsünmedigi tek bir gün dahi olmayan zamanlara götürüyor Heder Agaci bizi. Öyküyü ve kurguyu bir cirpida görünür kilan etkili üslubuyla, bir asiretin üc kusaginin hikayesinde, 20 yüzyil basindaki Istanbul sokaklarini, Anadolunun tedirgin bir kalp gibi atan cokkültürlü manzarasiyla bulusturuyor Abdullah Atasci. Yara Bende ile 2019 Attila Ilhan Roman Ödülünü kazanan yazar, kahramanlarinin avuclarindaki cizgilerde kederli bir cografyanin kücüklü büyüklü kesiklerinin izini sürerken, masumiyetin karsisina insani koyuyor ve okurun aklina muazzam bir centik atiyor Heder Agacinda Kötülügün tarihini kibir mi yaziyor Insana nefes olan insan degildir. En kücük bir kavgada dahi birbirlerinin canlarina okuyuslari, zayif gördükleri kardeslerinin topraklarina el koyuslari, canlari istedi diye arzularina yenik düsüp gencecik kizlari daglara kaldirislari, savunmasiz sübyanciklara rezilce sulanislari, bir arktaki incecik su icin kanlarini oluk oluk akitislari mi nefes almaktir Bir köpek insana yoldastir evet, bir keci, bir ari, bir yilan, bir ot, bir tas bile insana yoldastir da insan insana yoldas degildir. Insan zordur cünkü, tabiattaki her bir varliga yüktür, hatta dilim varmasa da evet, ölümdür.