Hafiz Musikisinaslar Osmanlidan Cumhuriyete Gecis Dönemi

Tarihimizde kisa bir göz atildigi vakit Islam medeniyetinin önemli unsurlarindan güzel sanatlara verilen degerlerin arasinda süphesiz musikinin rolünün büyük oldugu görülmektedir. Musiki, hayatin her safhasinda toplumun degismez bir unsurudur. Islam toplumu tevhid anlayisi icerisinde bu sanat ile mesgul olmus, musikimizin gelismesi sadedinde bu sanata ayni cerceveden bakarak yön vermis ve günümüze ulasmasi bakimindan önemli eserler vererek, büyük sahsiyetlerin yetismesine de vesile olmustur. Tarih süreci icerisinde hafizadan hafizaya ya da az da olsa yazili kaynaklarla aktarilan ses musikimizin, özellikle dini musikimizin XXI. yüzyila aktarilmasinda diger önemli sahsiyetlerin yaninda kuskusuz eskide oldugu gibi din adamlarinin rolü yadsinamaz. Bu musikisinas din adamlarinin ekseriyeti ise cami ve tekke kültüründe yetismis hafizlardir. Bu hafizlar yapmis olduklari besteler, yazdiklari güfteler ve icra ettikleri her biri birbirinden güzel formlar ile musiki kültürümüzü kuvvetlendirerek devam ettirmis, bir sonraki nesillere aktarilmasinda göz ardi edilemeyecek derecede katkida bulunmuslardir.
Osmanlidan Cumhuriyete gecis döneminde teknolojinin de gelismesiyle icralar, ses kayit cihazlari ile kayit altina alinmistir. Daha önceki dönemlerde yetisen hafiz musikisinaslarin tavir ve üslubunu sadece kitaplardan ögrenirken, bu teknoloji sayesinde son dönem hafiz musikisinaslarin tavir ve üslubu ses kayitlarindan dinleyerek ögrenme imkani da dogmustur. Cünkü bu ses kayit teknolojisi ile icralar, okuyanlar ve sadece onlarla mesk edenlerin hafizalarinda kalmayip toplumun her kesimine ulasmistir.