Hakiki Ruh Mimarimiz Tanpinarin Istanbulu

20. asrin hemen basinda dogan, bu anlamda cocuk yasta Balkan Harbini, biraz sonra 1. Dünya Savasini, akabinde Mill Mücadeleyi idrak eden, yeni bir devletin kurulusunun bütün asamalarina sahit olan, Türkiyenin bir aydina yükledigi mesuliyetlerin hepsini yüklenen, zaman zaman bu yükü tasimakta zorlandigini ifade de eden Ahmet Hamdi Tanpinar, kelimenin en gercek ve genis manasinda bir Istanbul yazaridir. Sehre bakmayi, onu görmeyi, duymayi ve kavramayi üstadi Yahya Kemalden ögrendigi görülen yazar,
Bes Sehirdeki yorum ve tespitleri basta olmak üzere, bugün Yasadigim Gibi isimli derlemede toplanan yazilarinda, diger deneme ve makalelerinde Istanbulu tabiati, peyzaji, Bogazi, mazisi, hafizasi ve aktüel meseleleriyle anlattigi kadar duyarli bir aydin olarak imar sorunlariyla da söz konusu etmis, romanlarinda ise Istanbulu hem askin fonu olarak almis hem de mill kimligin tecelli ettigi bir medeniyet merkezi olarak tartismistir.
Istanbulu hakik ruh mimarimiz olarak gören, bir kahramanina Istanbulu tanimadikca kendimizi bulamayiz dedirten Tanpinarin Istanbula dair dikkatleri bir sehri en yogun ve kaliteli bicimde duyup yasayan, düsünen; onu bütün vecheleriyle gören, bütün vecheleriyle kusatan bir aydinin dikkatidir.