Pandoranin Kutusu

Yunan mitlerindeki Pandoranin kutusunu biliyorsun, degil mi Hikayeye göre asla acilmamasi gereken bu kutu acildigi anda hastalik, hüzün, haset, acgözlülük, süphe, sinsilik, aclik ve nefret gibi her türden illet böcek gibi etrafa sacilir ve gögü kaplayarak kol gezmeye baslar. Ondan sonra, insanlar ebed kötülügün kucaginda can cekismeye baslar. Fakat kutunun bir kösesinde kalan ve isil isil parlayan kücük tasta, belli belirsiz umut sözcügü yazmaktadir. Zatürre oldugu icin lise sinavini kaciran ve egitimine devam edemeyen bir genc, ülkesinin icinde bulundugu seferberlik döneminde hastaligini gizleyerek evlerinin arkasindaki tarlada, yiyecek üretimine yardimci olmak icin var gücüyle calisir. Bir gün, elim bir olaydan sonra savasin kaybedildigi haberini aldiginda göklerden gelen o sese yakarir, hüngür hüngür aglar ve af diler. Artik ülkesi icin degil, kendi vücudunu iyilestirmek icin ugrasacaktir. Asil adi Kosiba Risuke olan gencin zatürre tedavisi icin bir sanatoryuma yattiktan sonra arkadasina yazdigi mektuplardan olusan bu kitap, 1943te yazildigi halde savas zamani sansüründen dolayi yayimlanamamis, ancak yazarin savas sonrasi yaptigi degisikliklerle Pandoranin Kutusu adini alarak 1945 sonbaharinda Kahoku Sinpou gazetesinde tefrika edilmistir