Bay Sammlerin Gezegeni

Bay Sammlerin Gezegeni, Ikinci Dünya Savasinin insan ruhunda
biraktigi yaralara yeni bir gelecegin penceresinden bakan bir basyapit.
Soykirim kurbani bir Polonyali Yahudi, tek gözünü kaybetmis bir
savas magduru ve üniversitede ders veren bir entelektüel olarak Bay
Sammler savas sonrasi Amerika toplumunda Sdeliligin kayit memuru
olarak tutunmaya calisir. Salzburgdaki bir toplama kampindan yegeni
tarafindan kurtarilan Sammler, New Yorkta artik hicbir seyin kiymetini
bilmeyen yeni neslin arasina düsmüstür. Bos zamanin ve lüksün
yeni nesli sürükledigi buhrana karsi ahlaki bir siginaga dönüsen
Sammlerin bireysel gezegeni 1960larin Amerikasinin elestirel bir
panoramasini sunarken akilla sezgi, gecmisle gelecek, sagduyuyla
delilik arasindaki sinirlar kaybolur. Savas sonrasi Amerikan
toplumunun psikolojisine tarihin teleskobundan bakan hüzünlü ve
carpici bir anlati.
Bay Sammlerin Gezegeni o kadar etkileyici bir roman ki bitirir
bitirmez bizi yeniden okumaya tesvik ediyor. Romani okurken
dönüsüm gecirdigimiz icin sona geldigimizde yeniden baslamak
istiyoruz.
Joyce Carol Oates
Bellow, uyum ve düzeni temel alan anlati ilkelerine dayali
romanciligi alt üst eden bir yazar.
Philip Roth