Medya ve Afet

Yasamin ekranlastirildigi ve düsüncelerin yine ekranlar üzerinden gelistirildigi bir cagda niteligin dogrulugun yerini niceligin hizin almasi makul degilse bile anlasilabilirdir. Günümüzde medya iletilerinden uzak kalarak inziva ve süknet köselerine cekilmenin neredeyse imkani kalmamis gibidir. Ilk yillarinda bir tür iletisim devrimi ve özgür katilim olarak pazarlanan bu yönelim, günümüzde medya katilimlarina dair hukuki, vicdani ve ahlaki temelli cok sayida ihlal ve elestiriye konu olmaktadir. Bu durum özellikle büyük afet durumlarinda iyiden iyiye görünür olmakta ve karmasiklasmaktadir. Öyle ki medya yalnizca bilgilenme ve haberlesmenin degil; dezenformasyonun, provokasyonun ve ayrismanin odaginda olmaktadir. Bu kitap tam da bu cikis noktasindan hareketle, 6 Subat depremi ekseninde yasanan medya deneyimini ürettigi yeni kavramlarla siniflandirirarak incelemekte ve sorunlu yayinciliktan sorumlu yayinciliga düsturuyla hem akademisyenler hem sosyal medya kullanicilari ve hem de ilgili kamu ve sivil otoriteler icin yapici cözüm önerileri sunmaya calismaktadir.