Lanetli Ekmek

1951 ilkbahari. Dört kisi ufak bir Fransiz kasabasinda karsilasirlar Firinci ile karisi ve büyükelci ile karisi. Ikisi kasabanin yerlisidir, diger ikisi disarlikli. Duragan tasra yasamindan usanan firincinin karisi, bu karsilasmayi yasantisina renk katmak icin firsat olarak görür ve onlarla yakinlik kurar. Bir süre sonra tuhaf seyler olmaya baslar. Atlar tarlalarda düsüp ölür. Cocuklar cilginlasir ve zapt edilemez olur. Karanlik cökünce hayaletler kol gezmeye baslar. Kasabanin tüm halki bu gizemli hastaliga yakalanir. Kimileri bunu ekmeklerin bozulmasina baglarken, kimileri de hükümetin yöre halki üzerinde kimyasal bir deney yaptigini iddia eder. Aslinda birileri tehlikeli bir kedi-fare oyunu oynuyordur, ama avci kim, av kimdir bilinmez.
Lanetli Ekmek, cildirmis bir kasabanin, kana karisan zehir benzeri kiskancligin, insani yakip tüketen arzunun erotik öyküsünü cesur ve büyüleyici bir dille aktariyor.
Su Kürü ve Mavi Bilet yapitlarinin ödüllü yazari Sophie Mackintoshtan, Fransada bir kasaba halkinin zehirlendigi ve sorumlularin ortaya cikmadigi gercek bir olayin ekseninde ilerleyen tutku romani. Elestirmenler bu kitabi,Yazar, sadece yakin gelecegi kaygi uyandiracak kadar ayrintili hayal edebildigini degil, tarihteki olaylari da sakaci bir dille yorumlayabildigini gösteriyor, diye yorumluyor.