Kuantum Mektuplari

New York Barosunun basarili, hirsli ve güzel avukati Sara Stern, Türkiyeden bir is teklifi aldiginda, hem Istanbula duydugu ilgi hem de konunun ilgincligi hosuna gitmisti. Yahudi ve Hiristiyan vakiflarina karsi acilmis davalarla ilgili kendisinden yardim isteniyordu. Bir hukuk mücadelesine girecegini düsünen Sara; kendini bilim, is dünyasi ve dini cemaatler arasinda gecen bas döndürücü bir macerada buldugunda ise sadece davayi degil yasamin kodlariyla ilgili felsefi bir bulmacayi da cözmek zorunda oldugunu görecekti
Sara bir süre düşündü; bilinc hem mekana hem de zamana etki edebiliyor. Bu nasil gercek olabilir Biraz önceki merak duygusu yerini yorgunluğa birakmişti.Yatağina uzanip, gözlerini kapadiğinda, uzun süredir meditasyon yapmadiği aklina geldi. Buna ihtiyaci mi olmamişti yoksa cok da işe yaramamasindan dolayi miydi bu vazgeciş Ne amacliyordu peki bu yoğunlaşmadan Bu pratik, sadece tütsüler yakip gevşemekten mi ibaretti Eğer buysa, kismen de olsa işe yaradiği söylenebilirdi. Ama hepsi bu kadar miydi
Neye ulaşmaya caliştiğini kendi bile bilmiyordu. Bununla beraber neye ulaşacağini bilmemesi kadar doğal bir şey de olamazdi. Cünkü bilinmeyene ulaşma cabasiydi bu yoğunlaşma. Bir şeye ulaşmaya calişiyordu ama ne olduğunu bilmiyordu. O bilinmeyene bir kapi acmaydi bu O bilinmeyene yapilan bir davetti