Modernligin Sehir Manzaralari

On dokuzuncu yuzyilin ortalarindan bu yana modern metropol, modernligin insasi ve farkli deneyimlerini gözlemleme imkani saglayan en önemli tezahur alanlarindan biri olmustur. Bu imkani sonuna kadar kullanan David Frisby, Modernligin Sehir Manzaralarinda modern metropolu merkeze alarak özgun ve elestirel bir modernite elestirisi ortaya koyar.
1830larin Parisinden baslayip Eski Viyana ve Yeni Viyanaya ugrayan Frisby, nihayet 1930larin dunya metropolu Berline dogru uzanarak okuru adeta bir kesif gezisine cikarir. Bu baglamda, flanörflanöz figurleri, dedektiflik ajanslari ve erkek-kadin dedektifler, Viyana ve Berlin sehirlerinin karsilastirilmasi, Eski Viyana ve Yeni Viyanaya dair degerlendirmeler, uluslararasi fuarlar, sehir planlamaciligi ve Alman disavurumculugu gibi görunurde pek de alakali durmayan ancak modern kentin kesistirdigi bir dizi ilginc meseleye deginir. Sherlock Holmes ve Auguste Dupin gibi hayal karakterlerden Georg Simmel gibi sosyologlara, Walter Benjamin gibi kuramcilardan Martin Wagner ve Otto Wagner gibi mimarlara uzanan genis bir yelpazede sosyal teori, mimari, kent teorisi, sosyoloji, felsefe, kultur calismalari gibi farkli disiplinlere göz kirpar. David Frisby böylece Modernligin Sehir Manzaralarinda, salt bir metropol analizi ortaya koymakla kalmaz ayni zamanda metropolun hayal karakterlerle olan iliskisini de irdeleyerek deyim yerindeyse fantastik bir okuma deneyimi de sunar.