Seradan Süreyyaya

Ben buraya ait degilim...
Ben bu hapishaneye nasil girdim Tanrim... diye düsünüyordu Tarik, demir parmakliklar bir bir üstüne kapanirken. Günesi ve kus seslerini ardinda birakip, duvarlara sinen pismanliklarin agir kokusunu soluyarak ilerliyordu. Agir sorgular, kelepceler ve telsiz seslerinin ardindan teslim edilmisti. Iceri girdiginde karanliga alismasi gerektigini düsündü. Gercekten de cok karanlikti, kendini adeta cehennemin kizgin alevleri icinde hissediyordu. Korkuyordu. Titremeye basladi. Icinde engel olamadigi bir ses Ben buraya ait degilim diyordu.
Tarik hem fiziksel hem de zihinsel hapishanesinden cikabilecek miydi Gölgesi olmus karanlik kisiliklerinden özgürlesebilecek miydi Bu dönüsümü icin ona kim isik tutacakti
Esra Erdogan Seradan Süreyyaya kitabinda bir roman kurgusu icinde her birimizin zihinsel hapishanelerimizden cikmak icin kat ettigimiz yolculuga ayna tutuyor.