Yoldas Gulliver

Jonathan Swiftin ölümsüz eserinin kahramani Gulliverin ayni adi tasiyan torununun, ama dünyadaki ilk sosyalist devrime sahne olan Sovyetler Birliginin yurttasi oldugu icin Yoldas Gulliver diye anilan genc bir komünist iscinin 1930lu yillarda bir tuhaf ülkeye, ABDye gidisi ve orada tanik olduguyasadigi olaylarin hikayesi. Öyle bir ülkedir ki burasi, onca insan evsizken gökdelenlerdeki cogu daire bos durmakta, milyonlarca kisi issizken herkes bir gün kral olacak türünden vaatler havada ucusmakta, diz boyu yoksulluk varken hükümet karariyla tarim ürünleri imha edilmektedir.
Yoldas Gulliverin Büyük Buhran döneminde ABDye yaptigi geziyi ironi, yergi ve aci bir gercekcilikle harmanlayarak anlatan Gellert, Gulliverin Yolculuklarindan el alarak ve yazdiklarini Goya ile Daumier gibi büyük sanatcilarin olusturdugu gelenege uygun düsen resimlerle destekleyerek ortaya kisa ama carpici bir yapit koyuyor; kapitalizmin celiskilerini, acimasizligini, yiki-ciligini betimlerken bir yandan da böylesi bir düzende su baslarini tutan oligarklarin, bankerlerin ve onlarin hizmetindeki din kurumuyla basinin ipligini pazara cikariyor.
Kitabi okurken teknolojide, sinai ve tarimsal üretimde, hayat tarzinda yasanan büyük gelismelere karsin kapitalizmin emek sömürüsüne dayanan gayri insani özünün aslinda hic degisme-digini bir kere daha anliyoruz.