Bez Bebek

Iste Ulusal Tiyatronun oyunculari; o cok sevdigin güclü sesleri simdi senin icin kisik kisik cikiyor. Cünkü hepsi biliyor ki, nasil 1933te genc bir gelin olarak yanina gittiysen, simdi de ayni sekilde sehrin bati mezarliginda yatan kocanin yanina gidiyorsun. O da Stipki eskiden oldugu gibi seni orada karsilayacak ve söyle diyecek Bez Bebek, demek geldin ha
O son anlarda, senin icin kavramasi cok zor olan seylerden kacmaya calisacaktim su hepimizin icinden geldigi karanlik. Ya da tersi icine dogru yürüdügümüz karanlik.
Arnavutlukun Cirokastra sehrinde, varsil bir aile olan Dobilerin kizi Bez Bebek, on yedi yasindayken renkli ve civil civil baba evinden kasvetli Kadare konagina gelin gider. Gizli odalari, gecitleri, hatta zindani olan bu üc yüz yillik konagin ve oradaki yasamin soguklugu Bez Bebeki zaman icinde yiyip bitirmeye baslar. Kayinvalidesinin ölümüyle biraz olsun rahatlayacakken, bu sefer de ogluyla, yani Ismail Kadareyle yasayacagi kusak catismasi dert olur basina. Ait oldugu dünyanin ve dolayisiyla kendisinin yavas yavas geride kaldigini; adeta kagittan, bezden yapilmiscasina hafifligi ve naifligiyle bir gölge gibi gecip gittigini fark eder.
Cagdas Arnavut edebiyatinin en büyük ismi kabul edilen Ismail Kadarenin 1994te kaybettigi annesine vefa borcunu ödedigi romani Bez Bebek, Sebnem Degninin cevirisiyle
Zor bir sevginin büyüleyici bir anlatimi.
John Burnside