Dag Adami

Usta yazar Jack London bu eserinde masumiyetin bir tablosunu cizerken bitmeyen hileleriyle her yerde oldugu gibi boks dünyasinda da neler yasandigini anlatiyor. Ama iyiligin gücünü o güclü kalemiyle bize hissettirerek Pat Glendon genc, iri vücutlu, daglarda büyüyen birisiydi. Babasinin hayalleri vardi. Kendisi sampiyon olamamisti ama oglundan umutluydu. Ona her seyi ögretti. Boksörlügün teknik tarafinda, genc adamin gücünde hicbir eksiklik yoktu. Her sey tamdi, ama bir sey eksikti; hilebazlik, kötülük. Bu dünya cirkin islerle, hilelerle dolu bir dünyaydi.
Nice boksör menajerlerin, organizatörlerin, bahiscilerin oyuncagi olmus, tek amaclari para kazanmaya dönüsmüstü. Oysa boks güzel bir spor, izleyene zevk verecek, cok heyecanlar yasatacak bir oyundu. Pat Glendon bunlari düsünüyordu; cünkü o isin sadece spor tarafiyla ilgileniyor, babasinin umudunu yasamak, sampiyon olmak sonra da evine yani daglarina geri dönmek istiyordu. Bir hedefi daha vardi; o da askini, hayatinin kadinini bulmakti. Bundan da hic süphesi yoktu. Icinde utangac bir cocuk vardi; kirlenmemis, sahtekarlik nedir bilmeyen, namusuyla yasayip dogayla ici ice olmak disinda baska bir zevk aramayan.