Gönülden Gönüle

Gercek olaylardan temel alinarak yazilan eserde Tanin kurgusal kimligi ön plana cikiyor. Onun pek cok eserinde gördügümüz tarih kaynak kullanimina bu romaninda da rastliyoruz. O, Hammerin Osmanli Tarihinden aldigi bilgileri dipnotlarla okurlarina sunuyor.
Bu eserde, Osmanlinin 14. yüzyilda Bizans tarafindan nasil görüldügünü, Orhan Gazi devrini, devletlesme sürecinde olan beyligin fetih ruhunu ve alperenlerini Türkcü bir söylem gelistirerek anlatiyor.
Aydos Kalesinin zapti icin ugrasan Orhan Gazi ve silah arkadaslari; Konur Alp, Akca Koca ve Abdurrahmanin Samandira hakimi ile mücadelesine, Bizansin kimliklerine sirayet etmis entrikalarina ve Aydos hakiminin kizi Teofanonun yardimlarina sahitlik edeceksiniz
Abdallar da... dedi. Alplar gibidir. Dogru görür, dogru duyar ve dogru söylerler. Yüreklerine ne toz konar ne kir bulasir. Iste Duglu Kardes de böyle. Hak önünde irkilmez, cekinmez, düsünmez, hemen boyun kirar.
Türk okuyucusu tarafindan pek bilinmeyen M. Turhan Tan, tarih roman gelenegimizin en önemli isimlerinden biridir. Bircok önemli memuriyetlerde bulunduktan sonra Sivas mebuslugu da yapmis ve 1922 yilindan itibaren kendini tamamiyla yazi hayatina adamistir. En önemli eserlerini ise tarih romancilik alaninda vermistir. Bazi eserleri Almanca, Ingilizce ve Yunanca gibi dillere cevrilen, tarih gerceklikleri berrak ve sürükleyici bir üslupla aktaran Tan, Türk tarihinin zengin mirasini eserlerine ustalikla tasimis ve okuyucusuna tarih romanlari keyifle okutan bir yazar olarak Türk edebiyatindaki yerini almistir. Turhan Tanin ölümünden sonra unutulan ve Türk yazin hayatindan cekilen eserleri, Türk okuyucusunun özellikle son zamanlarda ilgisini ceken ve neredeyse güncellesen konulara deginip ele aldigi dönemlere isik tutmakta, günümüzdeki kimi tartismalara cevaplar getirmektedir.