Installieren Sie die genialokal App auf Ihrem Startbildschirm für einen schnellen Zugriff und eine komfortable Nutzung.
Tippen Sie einfach auf Teilen:
Und dann auf "Zum Home-Bildschirm [+]".
Bei genialokal.de kaufen Sie online bei Ihrer lokalen, inhabergeführten Buchhandlung!
Ihr gewünschter Artikel ist in 0 Buchhandlungen vorrätig - wählen Sie hier eine Buchhandlung in Ihrer Nähe aus:
Ülkemiz yeni anayasa tartismalarina basat bir tartismaya daha taniklik etmektedir. Bu tartismalar yeni bir yüksekögretim yasasinin gerekliligi noktasina odaklanmistir. 2547 sayili yasa degisim taleplerine karsi belki anayasadan daha direncli cikmistir. Bunun farkli nedenleri olabilir. Ancak akademi dünyasindan kaynaklanan farkli özellikler de bunda etkili olmustur. Bilhassa akademik statülere iliskin gelecege dönük öngörünün yeterince acik olmamasi adi konmayan bir ayak diremeyi de beraberinde getirmektedir. Bununla beraber 2547 sayili yasanin Ülkemize bilim alaninda kazandirdiklarini da unutmamak, en azindan bir degerlendirmeye tabi tutmak hakkaniyetin bir geregidir. Buna karsilik üniversiteleri sadece akademisyenlerin egemen olduklari bir alan olarak hayal etmek Türkiye deneyimine uygun degildir. Gercek su ki bilim özgürlügü ve bilime katki sunanlarin takdir edildigi bir sisteme gereksinim vardir. Mevcut durum bu konuda beklentilere yeterince cevap verememektedir.
Mevcut durumun alternatifi ne olmalidir Yine kendi Ülkemizin tarihi ve sosyolojik deneyimlerini de göz ardi etmeden konuya dürüst bir cevap vermek gerekmektedir. Üniversite yönetiminde siyasi temsil salt egemenlik gerekcesine dayandirilip mesrulastirilsa bile Ülkemizi bilim alaninda daha ileri bir noktaya tasimakta bekleneni verebilir mi Siyasete girme deneyimi yasayanlar veya siyasetle artik ilgilenemeyecek olanlarin onurlandirildigi bir yer midir üniversite Bu soruyu baktigimiz cepheye göre degisecek bir bicimde soyut olarak kendimize sormaliyiz. Kendimize bir baska soruyu daha sormaliyiz Türkiyede yürütülen bilimsel arastirma projelerinin yüzde kaclik kismi vakif yüksekögretim kurumlarinca desteklenmistir
Daha da önemlisi Türkiyede yeni akademisyenlerin yetismesine devlet üniversiteleri disinda gercekte özel üniversite gibi davranan kurumlar ne ölcüde katkida bulunmuslardir Saglikli bir üniversite sistemine gecmek icin bu sorularin bütün Türk toplumunun bilgisi ve gözü önünde tartisilmasi gerekmektedir. Dünya standartlarini yakalamis bir üniversite ile henüz kurullarini olusturmamis üniversiteyi ayni statüde saymak bilhassa bütce imkanlari baglaminda yanlistir.
Ciddi olarak ögrenci yetistirmeye, insan kaynagi üretmeye calisan üniversite ile sadece sertifika vermeyi görevi tamamlamak icin yeterli sayan üniversite arasinda mutlaka fark gözetilmelidir. Ülkemizde ne yazik ki merdiven altinda lisansüstü egitim verenler peydahlanmistir. Ülkemizdeki üniversitelerin imajini zedeleyecek bu tür uygulamalar bile yeni bir üniversite yasasindan beklenti icindedir. Oysa Ülkemizin cag atlamaya basamak olacak yeni bir üniversite modeline ve bakis acisina ihtiyaci vardir. Eger gercekten üzerimize düseni yapmak ve milletimize olan borcumuzu ödemek istiyorsak bu kaygilari en azindan bilimsel olarak yadirgamamaliyiz.
Ülkelerin farkli gelenekleri vardir. Bir ülkedeki basarili üniversite modeli, baska bir ülkede basarisizliga ugrayabilir. Unutmayalim ki, örnek alinan modeller ayni zamanda bilimsel özerkligin ve bilimsel arastirmalarin son derece ön planda oldugu ülkelerde bulunmaktadir. Üniversiteyi sadece piyasaya mal üreten kurum olarak gören anlayis bizi ömrümüz boyunca, arastirmaya odaklanan ülkelere telif hakki ödemeye mahkum edebilir. Bilimsel arastirma ile yolu kesismeyen üniversiteyi bu adla isimlendirmek mi daha uygundur Yoksa baska bir isim mi bulmak gerekir Iste bütün bu sorulari sormamiza vesile olan degerli bir bilimsel calisma elimizde bulunmaktadir. Dr. Bilge Bingölün Ankara Üniversitesinde hazirladigi ve benim de jüri üyesi olarak katkida bulundugum elinizdeki calisma yukaridaki sorulari malumata degil bilimsel bilgiye dayali olarak cevaplamamizi kolaylastirici etki yaratacaktir.