Kuslar Ve Gecmeyen Seyler

Hale Sert, ikinci öykü kitabi Kuslar ve Gecmeyen Seyler ile öykü serüvenine yeni bir soluk getiriyor. Özenli dili, ustalikli kurgulari; insana bakmanin, insani görmenin, insani anlamanin yolunu kolaylastiriyor. Yazarin kelimelerle kurdugu varolussal iliski, kurgunun dogal parcasi haline geliyor.
Kuslar ve Gecmeyen Seylerdeki öykülerin merkezinde sorular ve sorgulamalar var. Bu sorular ötekini incitmeyi, köseye sikistirmayi degil; anlaticinin ve okuyucunun aynadaki görüntüsünü hedef aliyor. Yazarin kurdugu farkli atmosferlerin, öykülestirdigi karakterlerin tümü birden bu sorgu sölenine hizmet ediyor. Sosyal roller, kimlikler, toplumsal hiyerarsi, modern kompleksler, bazi yerleri yenmis bazi yerleri birakilmis devasa kilcigi andiran binalar da nasibini aliyor bu hesaplasmadan.
Kelimeleri seven, kelimelerle yasayan, hayati kelimelerin icinden seyreden; esyayla, mekanla, insanla kelimeler üzerinden iletisim kuran insanlarin öykülerini anlatirken yine kelimelerin yarasindan, öfkesinden, gizli niyetlerinden yararlaniyor Hale Sert. Öykülerde insanlar kadar agaclar, kuslar, kaplumbagalar da öznelesiyor.
Kitapta okuru; kendi kabugunun icinde baska biri olabilmeyi deneyen kaplumbagalarin, baglilikla bagimliligin arasinda yuvasini sorgulayan sercelerin, yaralariyla söylesen sögütlerin, kendi kendine