Sosyal Girisimcilik ve Ekonomik Büyüme

Sanayi Devriminin yasandigi 18 ve 19. yüzyillardan itibaren, ülkeler arasi ve ülke ici gelir ucurumu giderek artmistir. Örnegin, Dünya Bankasi 2021 yili satin alma gücü paritesi verilerine göre en zengin 10 ülkenin kisi basi geliri, en fakir 10 ülkenin kisi basina gelirinin tam 67 katidir. Bu rakam 19. yüzyilin sonlarinda 3 katina, 20. yüzyilin ortalarinda 15 katina günümüzde ise daha hizli bir artisla 67 katina cikmistir. Dolayisiyla sanayi devriminden sonra küresel esitsizlik sürekli olarak artis göstermistir. Küresel esitsizligin bu denli artmasi beraberinde yoksulluk, aclik, bulasici hastaliklar gibi toplumsal sorunlarin ortaya cikmasina neden olmustur. Toplumsal sorunlarin artmasi sosyal girisimcileri ortaya cikarmistir. Toplumsal sorunlara cözüm arayisinda olan sosyal girisimciler yapmis olduklari faaliyetlerle hem ülkeler hem de bölgeler arasinda esitsizlikleri azaltmanin yani sira, toplumsal ve ekonomik ciktilar da yaratmaktadir. Bu ciktilar ekonomik büyümeyi üc kanal üzerinden etkilemektedir. Birinci kanal sosyal sermaye, ikinci kanal sosyal ortam, ücüncü kanal ise ekonomik büyüme bilesenleri üzerinden gerceklesmektedir. Üc bölümden olusan kitap sosyal girisimciligi ekonomik büyüme modeline MRW ilave etmenin yanisira uygulama örnekleriyle de ekonomik büyümeye etkilerini ortaya koymaktadir. Bu eserin ilgili literatüre katki saglamanin yanisira konuya ilgi duyanlara da yol gösterici olacagi düsünülmektedir.