100 Yil Sonra Türkiye Cumhuriyeti

19. yüzyil geride kalir, dünya devrimlerle calkalanir, imparatorluklar yikilir ve cumhuriyetler kurulurken Türkiye de bu tarihsel salinim icinde kendi yolunu ariyordu. Marxin tabiriyle Skati olan her seyin buharlastigi, yeni olanin temsilcilerinin eskinin kabugundan tazelenmis bir özgüven ve cüretle gözlerini ufka diktigi bu cagda, mazisi yüz yillara varan Osmanli Imparatorlugu iceride iki ugrakli burjuva devriminin ve bir cihan harbinin alevleri icinde kül olmustu. Tarihe karisan Imparatorlugun simdiye sicrattigi kivilcimlardan ise bir Cumhuriyet dogdu.
Padisahin tebaasindan Cumhuriyetin yurttasina, Dogu-Islam aleminin medeniyetinden kapitalist-Bati dünyasinin uygarligina gecisin coskularina, atilimlarina ve süratine matemler, duraksamalar ve yavaslamalar eslik etti. Farkli yönsemeler ve zamansalliklarla süregiden, varis yeri ancak ve sadece sinif mücadeleleri tarafindan tayin edilebilecek olan 100 yillik bir yolculuk olarak sürüyor Cumhuriyet.
Cumhuriyet, yolculugun bazi ugraklarinda Nazim Hikmetin dizelerindeki gibi söyle ferah, söyle yigitce kosarken kapana tutulmus gibi oluyor insanin ayagi. Bazi ugraklarinda ise Hobbesun Leviathani gibi. Bazi ugraklarinda derinliklerinden yükselen dalgalarla bir sosyal cumhuriyete erisme belirtileri gösteren, bazi ugraklarinda yukaridan gelen basinclarla kendi dibine cökme emareleri sergileyen bir Cumhuriyet, bizimkisi.
100 Yil Sonra Türkiye Cumhuriyeti, memleketimizin ilk asrina teorik tartismanin zenginligi, soyutlamanin siddeti, üzerine isik düsürülen olgularin sasirticiligi ve bilimsel emegin sabriyla bakiyor.
YAZARLAR
Onur Acaroglu, Ümit Akcay, Gökhan Atilgan, Göksel Aymaz, Aziz Celik, Y. Dogan Cetinkaya, Yesim Dincer,
Alp Yücel Kaya, Sungur Savran, Murat Sevinc, Can Soyer, Cagdas Sümer, Taner Timur, Fatih Yasli,