Tüneldeki Isik

Insan, bazen kendinden kacmak ister bazen de kendine kilitlenmek. Ikisi de imkansizdir oysa ve o imkansizlik karanlik bir tünelde sikismiscasina caresizlik hissi verir yasayana. Imdat cigligi atmak isterken, dehsetle sesinin cikmadigini fark edebilir bazen de.
Zamanimiz insaninin hic de yabancisi olmadigi depresyon ve anksiyete halleri, dünyayi saran COVID19 pandemisinin de etkisiyle adeta ikinci bir pandemi gibi yayginlasiyor. Gelecek endisesi ve belirsizlik duygusu gecmisin travmalarini tetikliyor.
Hazal Selcuk, iste tam da böyle bir dönemde tünel metaforuna farkli bir bakis acisiyla yaklasiyor. Tüneldeki Isikla caresizce tünelin ucunda bir isik görmeyi bek-lemek yerine aydinliga cikmanin yollarini aciyor.
Üc kusaktan süzülmüs sanatci ruhu ve birikimini, psikoloji egitimi ve psikoterapist deneyimiyle birlestiren Selcuk, okuyucusunu sanatla sifa bulmaya cagiriyor. Tarih boyunca örneklerine rastlandigi gibi sanatin sifa etkisi var ama sifanin da bir sanati var.
Tüneldeki Isik sanat ve psikolojinin birlikte ele alindiginda nasil güclü bir sifa kaynagi olacagina dair etkili bir rehber. Kendinize kulak vermeye hazirsaniz size daha da yararli olacak bir kilavuz.
Rengin Soysal