Cinaralti Hikayeleri

Insanlarin giderek daha az sözcükle konustugu cagimizda, kültürel bir zenginlik ve kendini ifade etmenin en insani yolu olan dilin önemi daha da artmaktadir. Masal ve hikaye dinleyerek uyuyan cocuklardan, gercek yasantiyla iliskisi cok az olan videolari izleyerek uyuyan cocuklara evrildi cagimiz. Annenin ve babanin sesindeki sicakliktan, yapay zekanin duygusal derinligi olmayan soguk sesine evrildi yine cagimiz. Bir baska deyisle insanlar artik eskisi kadar konusarak ifade etmiyorlar kendilerini. Bu da cocuklari gelecekte karsilasacaklari zorluklar karsisinda daha da savunmasiz hale getiriyor. Kisacasi dilsel gelisim olmadan ne ruhsal ne de zihinsel gelisim tamamlanir. Bu yipratici degisimin cocuklar üzerindeki etkisini en aza indirmek de yine bizlere düsüyor. Bu yüzden okumanin, yazmanin, bir tabloyu seyretmenin, güzel bir manzaraya bakmanin, güclü diyaloglarla sohbet etmenin ve sokak oyunlarinin da önemi bir kere daha ortaya cikmaktadir. Bizim insandan insana giden yolu kaybetmememiz gerekiyor. Bu yolla, söz ile... Cünkü önce söz vardi.